bugün
- bir erkeği cezbeden şeyler22
- beni özlediniz mi doğru söyleyin9
- insan olmaya ceyrek kala'yı eloande den kapmak17
- icardi1905'in sözlüğü bozması15
- dünya bandırmalılar günü14
- libido düşmesi10
- komşuyu arabanın arkasına bağlayıp sürüklemek16
- istanbulda vurularak öldürülen okul müdürü29
- karşı cinse giyim önerileri13
- okul müdürü nasıl korunabilirdi11
- türkiye den soğuma sebepleri11
- platonik aşkın kalp kıran davranışları17
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak21
- eric bana9
- tamirciye veren kadın12
- sözlük yazarlarının tatlıları13
- bir kızı kucakta zıplatmak10
- anın görüntüsü14
- yazarların kız çocuğu olursa koyacağı isimler22
- motosikletle 210 km hız yapmak11
- sözlüğün en güzel kızı olmanın dezavantajları14
- şu an hissedilen duygu17
- 25 yaşında üniversite okumaya niyetlenmek10
- burnumuzun dibindeki adaların yunanistan ın olması13
- erkekler götünüze değil yaptığınız pastaya bakar13
- can yaman erkekse sözlük erkekleri ne16
- psikolog fiyatları16
- ithalat ile ülke döndürmeyi marifet diye satmak8
- 2023 2024 sezonu lig şampiyonu9
- macar bakanının türklük açıklaması13
- toggun yanması8
- flörtü eleme sebepleri20
- öğretmen maaşları15
- ölümlü dünya 29
- suratı sabunlamak11
- 1 85 boyunda zeki esprili yakışıklı kültürlü erkek27
- uludağ sözlük discord grubu8
- 007 slip don giysin kampanyası10
- eksi ruyaları kaldıracak kantar13
- yanındakiyle yaşar aklındakiyle ölürsün15
- sözlük yönetimi beni silsin mi16
- ameliyat ettikleri hastann karnında mala unuttular10
- sözlüğün terzisi8
- 007 silik yesin kampanyası9
- bik bik silik yesin kampanyası9
- nervio'nun güzel ellerinden yiyeceğim dayak10
- sözlük yazarlarının boy kilo ölçüleri11
- rusyaya gidince kızlar etrafımda pervane olacak17
- görüldü bile atmayan insan tipi22
- yazarların evlenmek istedikleri dizi karakterleri11
entry'ler (99)
çoğu kez gün doğumuna şahit oluyorum. seher vakti, güneş daha görünür değilken aydınlanmaya başlıyor dünya ve üzerindeki tüm canlılarla hep birlikte uykudan uyanıyor. hatta en geç insan uyanıyor. kuşlardan 2 saat sonra alarmlar çalmaya başlıyor. özellikle yaz günler açık camlardan bir sürü kendini tekrar eden, ertelenen alarm sesleri.
peki sen kaç yatağında dikildiğin o ana kadar, kaç kere erteliyorsun alarmı?
peki sen kaç yatağında dikildiğin o ana kadar, kaç kere erteliyorsun alarmı?
peygamberler erildir,
ama vahiy zuhur eder.
kadın, peygamberin kalbine inen vahiydir sembolik olarak.
aklın üzerine işlenmiş hakikat hissi.
ama vahiy zuhur eder.
kadın, peygamberin kalbine inen vahiydir sembolik olarak.
aklın üzerine işlenmiş hakikat hissi.
kedi hayat kurtarır. bir öğretiye ihtiyaç yok. hali hazırda kendine has bir karakteri olacağından birbirinize uyum sağlayacaksınız.
o çoğu zaman senin istediklerini yapmayacak ama, sen onun tüm isteklerini karşılayacaksın.
bunu deneyimleyeceksin, bu kaçınılmaz.
o çoğu zaman senin istediklerini yapmayacak ama, sen onun tüm isteklerini karşılayacaksın.
bunu deneyimleyeceksin, bu kaçınılmaz.
uzun süredir cevabını veremediğim nadide soru.
uyanalım.
Mağara alegorisi Yunan filozof Platon tarafından ortaya atılan antik çağ felsefesinin en önemli alegorilerinden biridir.
Alegoriye göre bazı insanlar karanlık bir mağaraya zincirlenmişlerdir ve bu insanlar başlarını sağa ve sola çeviremezler sadece karşılarındakini görebilmektelerdir. Doğuştan beri bu mağarada bulunan insanlar mağaranın girişinden yansıyan nesnelerin gölgelerini görür ve bunları gerçeklikleri olarak algılarlar. Nihayet bir gün bu insanlardan bir tanesi zincirlerinden kurtulur ve mağarayı terk eder. Mağarayı terk eden bu insan mağaranın dışında yeni bir gerçeklik ile tanışır ve duvarda gölgelerini gördüğü nesnelerin gerçek olmadığının farkına varır. Bunu mağaradaki arkadaşları ile paylaşmak üzere mağaraya geri döner. Mağaradaki arkadaşları ise mağaranın dışında farklı bir gerçeklik olduğuna inanmazlar. Ve bu insanlara mağaranın dışındaki gerçekliği aktarabilmek de imkansızdır.
Mağara alegorisi Yunan filozof Platon tarafından ortaya atılan antik çağ felsefesinin en önemli alegorilerinden biridir.
Alegoriye göre bazı insanlar karanlık bir mağaraya zincirlenmişlerdir ve bu insanlar başlarını sağa ve sola çeviremezler sadece karşılarındakini görebilmektelerdir. Doğuştan beri bu mağarada bulunan insanlar mağaranın girişinden yansıyan nesnelerin gölgelerini görür ve bunları gerçeklikleri olarak algılarlar. Nihayet bir gün bu insanlardan bir tanesi zincirlerinden kurtulur ve mağarayı terk eder. Mağarayı terk eden bu insan mağaranın dışında yeni bir gerçeklik ile tanışır ve duvarda gölgelerini gördüğü nesnelerin gerçek olmadığının farkına varır. Bunu mağaradaki arkadaşları ile paylaşmak üzere mağaraya geri döner. Mağaradaki arkadaşları ise mağaranın dışında farklı bir gerçeklik olduğuna inanmazlar. Ve bu insanlara mağaranın dışındaki gerçekliği aktarabilmek de imkansızdır.
Şeb-i yeldâyı müneccimle muvakkit ne bilir,
Mübtelâ-yı gama sor kim, geceler kaç saat.
uzun ve karanlık gecelerin yerini yavaş yavaş uzun günlere, gündüzlere bıraktığı bu günlerde umarım hayatımızdaki gamdan, kederden payımıza düşen dersi alır, huzur ve sevgiyle dolu saf duygulara ve düşüncelere doğru ilerleriz dostlarım.
evrende dönmeyen, kendince bir döngüde olmayan hiçbir şey yok anladığım kadarıyla.
ne maddede, ne manada.
dışarı da olup bitenlerin iç dünyamızdaki yansımalarını gözlemlemeye başladığımızda, aydınlanmış bir şuurla gündüz düşlerine veda edeceğiz inanıyorum, eminim.
karanlıktan aydınlığa devinen bu döngüde, kalbinizin ve vicdanınızın hoş sedası hiç susmasın.
gözlerinizden öpüyorum.
muckk.
Mübtelâ-yı gama sor kim, geceler kaç saat.
uzun ve karanlık gecelerin yerini yavaş yavaş uzun günlere, gündüzlere bıraktığı bu günlerde umarım hayatımızdaki gamdan, kederden payımıza düşen dersi alır, huzur ve sevgiyle dolu saf duygulara ve düşüncelere doğru ilerleriz dostlarım.
evrende dönmeyen, kendince bir döngüde olmayan hiçbir şey yok anladığım kadarıyla.
ne maddede, ne manada.
dışarı da olup bitenlerin iç dünyamızdaki yansımalarını gözlemlemeye başladığımızda, aydınlanmış bir şuurla gündüz düşlerine veda edeceğiz inanıyorum, eminim.
karanlıktan aydınlığa devinen bu döngüde, kalbinizin ve vicdanınızın hoş sedası hiç susmasın.
gözlerinizden öpüyorum.
muckk.
genelde enneagram mizaç tiplerinden 6 numaranın maruz kaldığı hastalıktır.
6 numaranın mizacının genel tanımı sadık sorgulayıcı.
6 numaranın mizacının genel tanımı sadık sorgulayıcı.
Tanim: sonu -be ile biten isimlerdir.
Mesela habibe, tilbe gibi.
Dogmamis cocuguma isim ariyorum dostlar. Anket gibi oldu ama bi dusunun bakalim.
Mesela habibe, tilbe gibi.
Dogmamis cocuguma isim ariyorum dostlar. Anket gibi oldu ama bi dusunun bakalim.
An'i yakalamak derler, benim gordugum ise bir ani yakalamak durtusuyle bir sure zarfindaki tum anlari kacirmaktir.
Herkesin kendini yonettigi online bi oyun bu hayat. Ama cok da bot var amk.
mutlağa doğmak.
Bilakis tanrı en çok fakirlerle ve fakirlerdedir. çünkü hatırlanan da, hatırlayan da o'dur.
eskiden bu başlığa içini döken kişiler okunduğuna ve ciddiye alındığına emin olurdu. Şimdi bu iki madde sadece burada değil, hayatımızın genelinden kalktı. dinlemiyoruz ve ciddiye almıyoruz. narsistlikle eziklik arasında gidip geliyoruz. neyse hepinizin beynini sikiyim. öpüyorum gözlerinizden.
boş zamanı vardır. Boş zamanını entelektüel bilgisini artırarak dolduruyorsa ve öğrendikleri üzerine düşünüyorsa iyi bir insan, iyi bir arkadaş, iyi bir eş, iyi bir anne olabilir.
instagram kullanmayan erkek için de anne kısmı hariç diğer kısımlar geçerli.
itiraf edelim ki instagram çok vakit alan hastalıklı bir uygulamadır.
instagram kullanmayan erkek için de anne kısmı hariç diğer kısımlar geçerli.
itiraf edelim ki instagram çok vakit alan hastalıklı bir uygulamadır.
Şair
Şair şiirin kalemidir ancak,
sahibi değil.
Felek şiire malzemedir ancak,
anlatılan değil,
anlatmaya yarayan.
-anlatamamaya-
Şair feleğe yazgılı, istese de,
istemese de.
-Sanırlar ki bu seçiştir.
Acı çeker, ama ne acı.
Acılarını yazdığını zanneder şair,
hepten kopmasın diye madde ile bağı.
Oysa yazdıklarını anlayamaz şair,
işte acı olan da budur, budur işte öz acı.
-kendini kandırmak zorundalığı,
mutlak çaresizlik hali, işte
açıkça söylüyorum,
olanı-
Oysa -yalnız- bir kelime olarak,
karşılamaz şairin yalnızlığını.
Severler şairi, öperler, iyi şeylerle överler.
Elinden tutarlar, dizlerinde uyuturlar,
takdir ederler.
Gösterirler de açıkça
güzel yere konumlandırdıklarını.
Derin addeder, önemser şairi toplum,
yani,
kalabalık eder.
işte bu yüzden -yalnız- bir kelime olarak ,hiç bir zamanda,
karşılayamaz şairin yalnızlığını.
-yalnız-
Umarsız kelimedir. Anlaşılmaya hasret, ki
bile bile bu imkansızdır.
Şairin yalnızlığı ve,
yalnızın şairliği
bundandır.
Bir seçim değildir şairin şairliği,
-sanılır ki seçiştir-
Bir buhranlı gece yerine geçse,
herhangi kişi,
-anlar-
-anlatılamazı-
korkudan kalbi çatlar,
ömrü kabusa evrilir,
uykular ağır,
rüyaları kaskatı.
Şair talimlidir oysa korkuya, kalbi çatlamış, çoktandır.
Yarılmış.
Parçalanmış.
Milyarlarca parçadır şiircinin kalbi,
bu yüzden,
milyarlarca parçayla birlikte korkar şair,
işte tam da bu yüzden,
-acı- bir kelime olarak karşılamaz
şairin acıdığını.
Söylemeye,
milyarlarca -acılar- ı toplamak gerekti.
Şair de, kopmasın diye hepten madde ile bağı,
-sandı ki bu bir seçişti.
Eskilere bakar, karıştırır da,
bütününü,
kıtasını,
satırını,
cümlesini,
kelimesini,
hecesini,
harfini,
virgülünü ve
noktasını.
Sonum kötü der durur şair,
lanetlen miyim? diye sorar sorar,
durur şair.
Arandı,
günah günah,
nerede, ne zaman diye
tarandı geçmiş.
-sandığından ki bu bir seçiş.
Ya sabır,
ya sabır,
başı imame,
adımları boncuk,
gitmek için değil,
çekmek için,
ya sabır,
ya sabır.
Şair tespih.
Baktı virgüle,
gördü noktası.
Şair değil, kalem olması.
Seçiş değil, alın yazısı.
Selam.
Dervişim.
Selam dervişin,
meczup hırkası.
Şair şiirin kalemidir ancak,
sahibi değil.
Felek şiire malzemedir ancak,
anlatılan değil,
anlatmaya yarayan.
-anlatamamaya-
Şair feleğe yazgılı, istese de,
istemese de.
-Sanırlar ki bu seçiştir.
Acı çeker, ama ne acı.
Acılarını yazdığını zanneder şair,
hepten kopmasın diye madde ile bağı.
Oysa yazdıklarını anlayamaz şair,
işte acı olan da budur, budur işte öz acı.
-kendini kandırmak zorundalığı,
mutlak çaresizlik hali, işte
açıkça söylüyorum,
olanı-
Oysa -yalnız- bir kelime olarak,
karşılamaz şairin yalnızlığını.
Severler şairi, öperler, iyi şeylerle överler.
Elinden tutarlar, dizlerinde uyuturlar,
takdir ederler.
Gösterirler de açıkça
güzel yere konumlandırdıklarını.
Derin addeder, önemser şairi toplum,
yani,
kalabalık eder.
işte bu yüzden -yalnız- bir kelime olarak ,hiç bir zamanda,
karşılayamaz şairin yalnızlığını.
-yalnız-
Umarsız kelimedir. Anlaşılmaya hasret, ki
bile bile bu imkansızdır.
Şairin yalnızlığı ve,
yalnızın şairliği
bundandır.
Bir seçim değildir şairin şairliği,
-sanılır ki seçiştir-
Bir buhranlı gece yerine geçse,
herhangi kişi,
-anlar-
-anlatılamazı-
korkudan kalbi çatlar,
ömrü kabusa evrilir,
uykular ağır,
rüyaları kaskatı.
Şair talimlidir oysa korkuya, kalbi çatlamış, çoktandır.
Yarılmış.
Parçalanmış.
Milyarlarca parçadır şiircinin kalbi,
bu yüzden,
milyarlarca parçayla birlikte korkar şair,
işte tam da bu yüzden,
-acı- bir kelime olarak karşılamaz
şairin acıdığını.
Söylemeye,
milyarlarca -acılar- ı toplamak gerekti.
Şair de, kopmasın diye hepten madde ile bağı,
-sandı ki bu bir seçişti.
Eskilere bakar, karıştırır da,
bütününü,
kıtasını,
satırını,
cümlesini,
kelimesini,
hecesini,
harfini,
virgülünü ve
noktasını.
Sonum kötü der durur şair,
lanetlen miyim? diye sorar sorar,
durur şair.
Arandı,
günah günah,
nerede, ne zaman diye
tarandı geçmiş.
-sandığından ki bu bir seçiş.
Ya sabır,
ya sabır,
başı imame,
adımları boncuk,
gitmek için değil,
çekmek için,
ya sabır,
ya sabır.
Şair tespih.
Baktı virgüle,
gördü noktası.
Şair değil, kalem olması.
Seçiş değil, alın yazısı.
Selam.
Dervişim.
Selam dervişin,
meczup hırkası.
velev ki bir süre sabreder ve içinde bulunduğun sıkıntılı durumun geçmesini beklersen, önceki hayatından çok daha aydınlık bir algı seviyesinde olacaksın. yine de sen bilirsin.
eşiği geçersen de toprağın bol olsun dostum.
eşiği geçersen de toprağın bol olsun dostum.
ya kendi görüşümüz sandığımız bile başkalarının görüşlerinin birleşimiyse.
uludağ sözlük mecrasında yıllar önce bilmediği şeyleri biliyorum gibi göstermek gayesinde olmayan bir çok sözlük yazarı dostumuz vardı.
biz onlardan feyz aldık. biz onlardan empati kurmayı, bir olayı iki tarafıyla düşünmeyi ve fenomenolojiyi öğrendik. yargılamadan eleştirmeyi, sağduyulu yaklaşımı. yaptığı yanlışı kişinin yüzüne vurmaktansa nasıl beraberce düzeltebileceğimizi öğrenmiştik.
şimdi bunu pek göremesem de, bence, diğer sözlüklerden daha özverili bir kitle uyanmaya hazır ve burada.
siz siz olun. bi başkası olmayın. sağ olun gençler.
biz onlardan feyz aldık. biz onlardan empati kurmayı, bir olayı iki tarafıyla düşünmeyi ve fenomenolojiyi öğrendik. yargılamadan eleştirmeyi, sağduyulu yaklaşımı. yaptığı yanlışı kişinin yüzüne vurmaktansa nasıl beraberce düzeltebileceğimizi öğrenmiştik.
şimdi bunu pek göremesem de, bence, diğer sözlüklerden daha özverili bir kitle uyanmaya hazır ve burada.
siz siz olun. bi başkası olmayın. sağ olun gençler.
eleştiri yaparken küfür illetinden kurtulabilecek ve kendini ait hissettiği topluluğu övmek için karşı tarafa küfür etmeyecek gençlerin hepsinin bu mecra da toplanmış olması.
bu sözlükte ki gençlerin kendini entelektüel olarak görmemesi, zira kendini entelektüel olarak gören diğer sözlük yazarı arkadaşların entelektüel olmamasından ötürü, bu sözlüğün daha gerçekçi olması.